Mehmet KAYA
ANKARA (DÜNYA) – Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Lideri Prof. Dr. Namık Kemal Özbek, kan bağışının azalması nedeniyle stokların kritik düzeylere geldiğini, lösemi, kanser, talasemi hastalarının sıkıntı durumda olduğunu söyledi.
Yazılı bir açıklama yapan Özbek, COVID-19 salgını nedeniyle kan bağışçılarının kan merkezlerine gitmekten çekindiğini söyledi. COVID-19’un kan yoluyla bulaşan bir hastalık olmadığını, kan merkezlerinin hijyene yönelik her türlü tedbiri aldığını vurgulayan Özbek, vatandaşları kan bağışına çağırdı.
4 saniyede bir ünite kana gereksinim duyuluyor
Namık Kemal Özbek, kan ve plazmanın bağışçılar dışında rastgele bir kaynaktan elde edilemediğini ve kritik bir sıhhat eseri olduğunu vurgularken, kimi hastalar için kan ve plazmaya nizamlı erişimin hayati ehemmiyette olduğunu hatırlattı.
Daha çok çocuklarda görülen lösemi ile kanser ve Akdeniz anemisi hastalarının sıklıkla kana muhtaçlık duyduğunu, kaza ve ameliyatlarda da kan muhtaçlığının hayati olduğunu vurgulayan Özbek, “Yapılan istatistiklere nazaran Türkiye’de her 4 saniyede bir ünite kana gereksinim duyuluyor.” dedi.
Prof. Dr. Namık Kemal Özbek, halk ortasında “beyaz kan” olarak bilinen trombosit temininde zorluklar yaşandığını, bu kan eserinin kanser, lösemi ve kanamalı hastalar için hayati ehemmiyette olduğunu bildirdi.
“Kan bağışına çağırıyorum, itimatla kan verilebilir her türlü tedbir alındığı bildiriliyor”
Bağışçıları kan vermeye çağıran Prof. Dr. Özbek, kan bağışı yapabilecek bireylerin salgından çekinerek kan merkezlerine gitmediğini meğer ortamın güvenliğinin tam olarak sağlandığını, kaldı ki COVID-19’un kan yoluyla bulaşmadığını vurguladı. Prof. Özbek şunları kaydetti:
“COVID-19 kan yoluyla bulaşan bir hastalık değildir. Ulusal Kan ve Kan Eserleri Rehberi’ne nazaran 18-65 yaş ortası, beden tartısı 50 kg üzerinde olan, rastgele bir kronik hastalığı olmayan herkes kan bağışlayabilir.
Kızılay ve öbür kan bağışı yapılan merkezlerde vericilerin korunması için tüm tedbirlerin alındığı bildirilmiştir. Bir kan bağışının en az 3 kişinin hayatını kurtarabilecek, eşsiz ve yalnızca beşerden elde edilen bir tedavi aracı olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenlerle, Türk Pediatrik Hematoloji Derneği olarak saygıdeğer halkımızı hassas olmaya çağırıyor, motamot salgın devri öncesinde olduğu üzere kan bağışlarını sürdürmelerini arz ediyoruz.”
