Türkiye Teneffüs Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Enfeksiyon Çalışma Kümesi Lideri Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, mutant virüslerin bilhassa kapalı ortamlarda bulaşma ihtimalinin çok arttığını belirterek, “Bulaşı önlemek için bilhassa kapalı alanlarda tedbirleri artırmamız gerekiyor. Çift maske takılması ya da Almanya’da olduğu üzere kapalı, kalabalık alanlarda FFP2 (N95) maske takılması gerekiyor.” dedi.
Doç. Dr. Kömürcüoğlu, yaptığı açıklamada, ülkede 2 Mart’ta “kontrollü olağanlaşma sürecine” geçildiğini belirterek, bu süreçte geriye gitmemek ismine birtakım kıymetli noktalar olduğunu söyledi.
Gelinen evrede yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kısıtlamalarının vilayet bazında gevşetilmesiyle bir arada kafe ve restoranların muhakkak saat aralığında tekrar hizmet vermeye başladığını hatırlatan Kömürcüoğlu, kapalı yerlerde tedbirlerin bilhassa artırılması gerektiğini vurguladı.
Kömürcüoğlu, bir yandan olağanlaşmaya çalışırken, başka yandan ülkede günlük yeni olay sayısının 10 bin hududunu aştığına ve giderek artan oranda mutant Kovid-19 olgusunun bildirildiğine dikkati çekerek, dünyadaki şimdiki gelişmelere ait şu bilgileri verdi:
“İngiliz varyantı (B.1.1.7) ve Afrika varyantından (B.1.351) sonra bilhassa antikordan kaçma özelliği nedeniyle geçirenlerin tekrar hastalanmasına neden olan Brezilya varyantı (P1) en önemli varyantlar olarak tanımlanıyor. İngiltere’de olayların yaklaşık yarısının, Almanya’da 4’te birinin mutasyonlu virüs kaynaklı olduğu bildiriliyor ve Avrupa’da geçen aylarda yaşanan ikinci pik dalgasından, bilhassa İngiliz varyantı sorumlu olarak gösteriliyor. Varyant ya da mutant Kovid-19 virüslerinin yüzde 70’e varan oranlarda daha bulaşıcı olduğunu biliyoruz.”
“Açık alanlar uzaklık kurallarına dikkat edilmesi kaidesiyle daha güvenilir”
Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, kontrollü olağanlaşma sürecinde alınması gereken tedbirlerin değerine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde de mutasyonlu olgu sayısı süratle artıyor. Birtakım çalışmalarda daha ağır hastalığa neden olduğu düşünülse de datalar netleşmiş değil. Mutant virüslerin bilhassa kapalı ortamlarda bulaşı ihtimali çok artıyor. Bizim de bulaşı önlemek için bilhassa kapalı alanlarda tedbirleri artırmamız gerekiyor. Çift maske takılması ya da Almanya’da olduğu üzere kapalı, kalabalık alanlarda FFP2 (N95) maske takılması gerekiyor. Elbette aralık ve hijyen kurallarından asla taviz vermemeliyiz. Bunun yanı sıra kapalı ve kalabalık alanların havalandırılmasına çok dikkat edilmesi değerli. Ayrıyeten mümkün olduğu kadar kapalı ortamlarda az mühlet kalmaya ihtimam göstermeliyiz.”
Açık alanların aralık kurallarına dikkat edilmesi kaidesiyle daha emniyetli olduğunu lisana getiren Kömürcüoğlu, “Halkımız bahar aylarında denetimli gevşemeyi açık alanlarda, ara kurallarına dikkat ederek geçirirse yeni bir piki önlemiş oluruz.” dedi.
“Maalesef salgının yakın bir tarihte sonlanacağı beklentisi yok”
İlk Kovid-19 hadisesinin geçen yıl 11 Mart’ta açıklandığını ve salgının Türkiye’deki birinci yılını doldurduğunu hatırlatan Kömürcüoğlu, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Pandemi tüm dünyada sürat kesmeden devam ediyor. Aşılamada dünyada birinci 10 içindeyiz. Toplumun yüzde 10’unda birinci doz aşı yapıldı, bu kümenin büyük kısmında aşılama tamamlandı. Lakin vilayetler tablosunda çok yüksek riskli ve yüksek riskli vilayet sayısı giderek artıyor. Tekrar önemli kısıtlama kararları almak zorunda kalmamak için yeni olağanla yaşamaya alışmamız lazım. Bu nedenle ‘Kısıtlamalar gevşedi.’ diye rehavete kapılmadan, bilhassa kapalı ortamlarda çok daha dikkatli davranılması, maske, ara ve hijyen kurallarına dikkat edilmesi çok büyük ehemmiyet taşıyor. Maalesef salgının yakın bir tarihte sonlanacağı beklentisi yok, yeni olağan ile yaşamaya alışmamız lazım. Kısıtlamalar gevşediği için önlemleri elden bırakmadan günlük hayatımızı düzenlememiz gerekiyor.”
