Uncategorized

Salgın Döneminde Metaforik Öykülerin Çocuklara Katkısı

Öyküler, hikâyeler, masallar… Hepimiz bu yaşımıza kadar birçok hikâye dinlemişizdir. Çocukluğumuz da evimizin büyüklerinden dinlediğimiz masalların hala iç sesimizle bizi yönlendiren bir tarafı var değil mi? Öyküler ve masalların kendilerine has dili ve kurgusuyla gerçekten olağanüstü bir etkileme gücü vardır. Adeta düşüncelerimizin o tutucu girdabından yumuşak bir dokunuşla geçerek kalbimizin derinliklerine ulaşır. Bizler tam da bu sebeple en çok da öykülerden etkileniriz. Eski çağlardan bugüne kadar her kültürün içinde var olan öykülerin öneminin gün geçtikçe daha da arttığını görüyoruz. Şaşırtıcı şekilde dünyanın her yerinde anlatılan öykülerin ortak özellikleri var ve çoğunlukla birbirlerine benziyorlar. İnsanoğlu çok küçük yaştan itibaren iyiyi ve kötüyü, doğruları ve yanlışları, eylemlerinin sonucunda başına neler gelebileceğini yani aslında yaşamın birçok yönünü öykülerle öğrenir. Aynı zamanda dilden dile dolaşan hikâyeler sayesinde, çocuklar zamanla sosyal davranış ve soyut düşünme biçimlerini de geliştirir.

Genellikle birçok hikâyeye baktığımızda karşımıza metaforlar çıkar. Metaforlar, karmaşık düşüncelerin ya da durumların daha kolay anlaşılması adına somut başka bir duruma veya nesneye benzetme yoluna gidilerek sembolik olarak ifade edilmesidir. Metaforlar aynı zamanda günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız dilin bir parçasıdır. Köklerini Yunanca bir kelime olan metapherein’den (meta: öte, üst; pherein: taşımak) alan metafor, en genel tanımına bakıldığında dolaylı anlatım demektir diyebiliriz. Bilindiği üzere Metaforların içinde her zaman örtük bir düşünce gizlidir.

Psikolojik yardım süreçlerinde uzun yıllardır metaforlar kullanılmaktadır. Lakin son yıllarda metaforların gittikçe öneminin ve terapotik kullanımının daha da arttığı görülmektedir. Özellikle çocuklara yönelik terapotik yardım sürecinde metaforların katkısı yadsınamaz. Çocukların karşılaştıkları karmaşık olay ve durumlardaki algı, düşünce ve duygularını anlaşılır hale getirmek önemlidir ve metaforlar bu konuda oldukça hızlı ve pratik yardımcı araçlarımızdır. Yaşadıkları zihinsel karışıklığı anlamlandırmaları noktasında metaforlar aracılık rolü üstlenir ve anlam-üretme sürecinde somutla soyutu ilişkilendirerek bilişsel karışıklığı azaltır.

Çocuklarda metaforik sürecin gelişimin erken dönemlerinde başladığını ortaya koyan araştırmalar vardır. Yapılan araştırmalarda basit metaforik dışavurumların dört yaşla birlikte ortaya çıktığı, okulöncesi dönemde ve ilkokul çağında çocukların metaforları idrak edebildiklerine dair sonuçlar elde edilmiştir. Erken gelişim dönemlerinde metaforik idrak zihinsel süreçte aktif hale gelse dahi anladığını ifade etmeye yönelik dilsel beceri henüz yeterince gelişmemiş olabilir. Bu nedenle, çocuklara metaforik öykü anlatımında, çocukların zihinsel dağarcığında yer alan kavramların kullanılmasına dikkat edilmelidir.

Dünya çapında yaşadığımız ve hepimizi etkileyen (Covid-19) salgını nedeniyle çocukların hem kendileri hem de ailesi ve sevdikleri için endişe ve korku yaşaması normaldir. Bilmeliyiz ki çoğunlukla zorlu yaşam olayları karşısında çocukların kaygı tepkileri göstermesi beklenilen bir durumdur. Çocuklar gelişimsel özelliklerine bağlı olarak stres ve endişe yaşadıklarında, bilişsel gelişimlerinin devam etmesi, duygularını yönetmeyi tam anlamıyla bilmemeleri, duygularını ifade etme noktasındaki sınırlılıkları nedeniyle anlamlandırmada zorluk çekebilir ve duygularını farklı şekillerde yansıtabilirler. Bu durumda çocukların psikolojik sağlıklarının korunmasını sağlamak için, mümkün olduğu kadar belirsizliği azaltmak, güven ve yeterlilik algısını arttırmak gerekir.

Bunu yapabilmenin en iyi yollarından biri de metaforik öykülerdir. Çocuk terapilerinde de sıklıkla kullanılan metaforik hikayeler çocuğun yaşadıklarını anlamlandırmasına, iç görü kazanmasına, farklı bakış açıları geliştirmesine ve temelde geleceğe yönelik umut aşılamaya yardım eder. Metaforik öykülerde problem ya da yaşanılan durum örtük olarak ele alınmasından dolayı çocuk kendisin hedef alınmadığını ve değiştirilmeye çalışılmadığını hisseder ve rahatlar. Bu sayede direnci aşan bu öyküler bilinçaltına tohumlar ekerek zaman içinde kendiliğinden değişimi tetiklemiş olur ve çocuk bilinçdışı düzeyde iyileşme sağlamaya başlar. Özellikle, duygu dağarcığı ve duygu ifade etme yetisi yeterince gelişmemiş bir çocuk için metaforik öyküler çok kolaylaştırıcı ve fayda sağlayıcı olacaktır. Çocuklar sıkı sıkıya tutundukları düşüncelerden ve yaşadıkları olumsuz duygulardan kolaylıkla vazgeçmeyebilirler. Metaforik öyküler çocuklara daha kolay ve ulaşılabilir olmasını sağlamasının yanında yaşanılan olay ve duygunun arasına mesafe koyarak çocuğun o durumdan uzaklaşmasını da sağlar.

Yaşadığımız bu zorlu süreçte kendi çocukluğumuzdan da o çok iyi bildiğimiz ve sevdiğimiz yaşamı bilgelikle bize aktaran öykülerin gücünden destek almamız çocuklar için son derece faydalı olacaktır. Çocuk Terapisti Mehmet Teber’in bu konuda oluşturmuş olduğu internet sitesinden Salgın döneminde çocuklara okunabilecek metaforik öykülere ulaşabilirsiniz.

METAFORİK ÖYKÜ

Pandemi sürecinde ailesi virüs kapan çocuklar için;

Paraşüt Çiçekleri

Zamanın birinde küçük çiftlikte yaşayan birçok kedi ailesi varmış. Kediler sabah kalkar çiftçinin onlara verdiği sütü içer ve sonra da çiftliğin bahçesine çıkıp oynar, ağaçlara tırmanırlarmış. Birlikte çok mutlularmış.

Bahar geldiğinde çiçekler açarmış. Burada bir karahindiba tarlası da varmış. Karahindiba çiçekleri de açmış tabi ki. Çocuklar bu çiçeklere paraşüt çiçeği derler. Çünkü rüzgar estiğinde gökyüzüne uçar sonra yavaş yavaş paraşüt gibi yere inerlermiş.

Bir gün çok sert bir rüzgar esmiş. Tüm karahindibaların üzerindeki paraşüt çiçekleri havaya uçuşmuşlar. O kadar çoklarmış ki tüm gökyüzünü kaplamışlar.

Bu sırada bir ağacın tepesinde oynayan kedi ailesi paraşüt çiçeklerinden habersizmiş. Birlikte oynarlarken küçük paraşüt çiçekleri onların ağzına kaçmış ve öksürmeye başlamışlar.

Bunu duyan orman kanguruları hemen gelmiş, kedileri keselerine koymuşlar orman hastenesine götürmüşler. Kedileri özel bir odaya almışlar. Demişler ki ‘Paraşüt çiçeklerini vücudunuzdan atmak için öksürüyorsunuz. Öksürdükçe onlar bitecek. Biz de size iyileştiren kedi maması vereceğiz. Öksürüğünüz bitince de eve gideceksiniz.’

Küçük kedi önce korkmuş ama doktorlar ona ve ailesine çok iyi davranmışlar. Öksürmüş, halsiz hissetmişler ama herkes onları seviyor ve iyileşmeleri için çalışıyormuş.

Bir süre sonra kedilerin öksürükleri bitmiş. Demiş ki kanguru doktorlar ‘İşte şimdi iyileştiniz. Artık yuvanıza dönebilirsiniz.’ Kedi ailesi mutlulukla yuvalarına dönmüşler ve eskisi gibi oyunlarına ve ağaca tırmanmaya devam etmişler. Paraşüt çiçekleri gördüklerinde ‘Püff’ diye üfleyip kendilerinden uzaklaştırmışlar ve onların uçmasını neşe ile izlemişler.

Metaforik öyküleri çocuklarınıza uyumadan önce üç gece üst üste okuyabilirsiniz. Okunan öykü sonrası çocuğa mesaj vermeye çalışılmaz. Çocuk metaforik öykü ile baş başa bırakılır. Bu sebeple hikaye sonrasında hikayede ne anlattığını sormayın ve açıklamayın. Ne hissettiğini veya ne hayal ettiğini çocuk paylaşırsa dinleyebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu