Memnun ve sağlıklı bir evlilik için gereksinimlerinizi ve isteklerinizi mutlak lisana getirmelisiniz. Hoşunuza gidenleri, gitmeyenleri söyleyin ki, ortak hayatınız ne sizin ne de eşiniz için külfetli olmasın. Malum, konuştuğunuzda karşınızdakinin sizi manaya ihtimali doğuyor. Konuşmadan partnerinizin sizi anlamasını beklerseniz, uzuuun bir müddet beklersiniz. ?
Partnerinizle konuşma, kendinizi söz etme deyince, “üslup” devreye giriyor. Kendinizi istek ve gereksinimlerimi bencilce bir lisan kullanmadan, eşinizi kırmadan nasıl tabir edebilirsiniz? “Ben bu türlü istiyorum” Pekala, partnerinizin beklentisini göz önüne alıyor musunuz bu cümleyi söylerken? Ya da partnerinizin nasıl hissedeceğini hiç düşünüyor musunuz siz bu üslupla konuştuğunuzda? İstek ve gereksinimlerinizi bencilce lisana getirmek manasına gelmiyor bağda açık ve net olmak.
Rica etmek, “aslında böylesi daha çok hoşuma gider”, “böyle kendimi daha âlâ hissediyorum, daha keyifli oluyorum” demek partnerinizin sizi samimiyetle, savunmaya geçmeden dinlemesini, anlamasını sağlayacaktır.
Bir bağlantı içindeki “iyi” yalnızca bir taraf için geçerli olmaz. Her iki partner ve alaka de bu “iyi” den fayda almalı. Sizin için “iyi” olanı bencilce istemeye devam etmek yerine, eşinizin de istek ve muhtaçlıklarını göz önüne alarak sevgi dolu bir üslup ile kendinizi tabir etmek ortak hayatı keyifli kılar.
Çiftlerin “ben”i kaybetmemek için gösterdiği dirençli gayret “Biz” olmayı maniler oldu. Siz rakip değilsiniz ki, tıpkı kadrosunuz, tek grupsunuz. Birinizin mutsuzluğu her ikimizi de mutsuz eder, bağınızı kahra sokar. Kıymetli olan ortak memnunlukları yakalamak. Partnerinizin mutluluğundan keyif alabilmek. Birbiriniz için hoşluklar oluşturmak.
Evlilik birinizin başkası üzerinde hakimiyet kurduğu, bir taraf memnunken öbür tarafın mutsuz olduğu, dışarıda yaşadığınız aksiliklerin hıncını konutta partnerinizden çıkarttığınız, küskünlüklerle, bağırış çağırış ile geçen bir mutsuzluklar bütünü değil.
Evlilik sebebiniz, kendinize ilişkin bir mesken, anne-baba konutundaki mutsuzluklardan kaçış olmamalı. “Sorumluluk taşımayayım, daima eşim taşısın, ben rahat edeyim de o ne yaparsa yapsın, her şey benim etrafımda dönsün” yaklaşımı bilin ki sonunda sizi de mutsuz eder.
Sahiden sabah birlikte uyanmaktan keyif alacağınıza inandığınız için evlenmelisiniz. Her ikiniz de bireyleşme sürecini tamamlamış, öğrenimlerinizi bitirip çalışıp parasını kazanıyor olmalısınız ki, evlilik için gereğince olgunlaşmış, büyümüş olun. Birinci erişkinliğin “hayatta nerede konumlanmalıyım” sorgularını, hercailiklerini, sorumsuzluklarını, yanlışlarını yaşamış bitirmiş olmalısınız sevdiğinizle hayat yolunu birlikte yürümeye karar verdiğinizde. “Ben” ile ilgili gereksinimlerinizi kendiniz karşılamış olmalısınız ki “biz” olmaya geçmenin “ben” olmayı kaybetmek olmadığını kavrayabilin.
Sağlam bir evlilik, belli bir erişkinlik düzeyine ulaşmış iki kişinin temel istek ve gereksinimlerinin büyük ölçüde benzeştiği, farklılıkların da müsamaha ve sevgi ile kucaklandığı bir alakadır biçimidir. Hakikat sebeplerle gerçekleştirildiğinde ve sürdürüldüğünde memnun ve inançlı bir hayat imkanlı kılar hakikat ve sağlam evlilik.
Evlilikte çok temel ve kolay bir kural vardır: Eşinizin size söylemesini ve yapmasını istemediğiniz hiçbir şeyi eşinize söylemeyin ve yapmayın. Ne kadar kolay, değil mi? Uygulaması da çok kolay. Kâfi ki evlilik nedeniniz gerçek sevgi olsun.
Umarım memnun olmayı seçerseniz. Malum, bu sizin elinizde.
Dr.phil. R. Meltem KAVCAR SIRMALI
20 Nisan 2019
