Temporomandibular Eklem (TME) Rahatsızlıkları günümüzde hastaların doktor doktor dolaşıp ama çaresiz kaldığı nadir rahatsızlıklardan birisidir. Hastaların en çok müracaat ettikleri hekimler KBB uzmanları, Fizik Tedavi Uzmanları, Nörologlar ve daha sonra da dişhekimleri olmaktadır. TME rahatsızlıklarının ortaya çıkmasının ve gittikçe artarak ilerlemesinin en önemli nedeni ise dişlerdeki çeşitli erken temaslardır. Alt ve üst dişler bir kapı menteşesi gibi çene eklemleri etrafında dönme hareketi yaparak kapanırlar ama iyi bir kapının çerçevesine birebir oturduğu gibi oturmazlar. Dişlerin çiğneme yüzeyleri üzerindeki girinti ve çıkıntıların alt ve üst çenede birbirlerinin üzerine gelmeleri ve ardından da alt-üst dişlerin birbirleri üzerinde maksimum temasa gelinceye kadar olan bir süreç söz konusudur. Yani önce alt ve üst dişler bir noktada temas eder , daha sonra gittikçe temas noktaları artarak en sonunda maksimum temas sayısı ve bölgesi ile alt çenenin üst çeneye kapanması son bulur .
Diş hekimliğinde bu süreç oklüzyon süreci olarak adlandırılır. Bu süreç gelişirken, ilk değme noktası ile maksimum kapanışa geçen süre içerisinde yüksek bir dolgu, kaplama yahut ortodontik tedavi gibi tedavilerle, yahut aşırı stress altında zaten var olan bir noktadaki basınç şiddetinin artması şeklinde ortaya çıkan bu düzensiz değme noktaları, sinir kas mekanizması içerisinde yabancı ve yok edilmesi gereken noktalar olarak değerlendirilirler. Bu tamamen bir refleks mekanizma olup, beynin hemen alt tarafındaki beyincik denilen bölgeden yönetilirler. Dişlerin üzerindeki ve çevresindeki sinir uçları tarafından bu noktanın formasyonu beyinciğe gönderilir, şayet beyincik hafızası içerisinde bu noktanın formasyonu yoksa yani bu formasyon tanınmaz ise ve alışılmış bir formasyon değil ise yabancı ve zararlı bir oluşum olarak değerlendirilir. Beyincik tarafından yabancı nokta olarak algılanan bu erken ve aşırı basınçlı nokta öncelikle yok edilmeye çalışılır; kaslara motor sinirler aracılığı ile ” Kasıl !!! ” emri gönderilir ve çiğneme kaslarının kasılarak dişlerin üzerindeki bu yabancı noktayı yok etmesi amaçlanır. Ancak günümüzde gerek dolgu gerekse kaplama ve diğer restorasyonlar için kullanılan malzemelerin dayanıklı olmaları nedeniyle bu aşırı yüksek noktalar kolay kolay aşındırılamazlar.
Hastada minik minik başlayan bu diş sıkma ve öğütme hareketleri gittikçe artar ancak sorun ortadan kaldırılamadığı için sonunda ağrı eşiği aşılır ve o bölgede ağrı başlar. Bu sıkma ve diş gıcırdatma hadisesinde ağrı başlayıncaya kadar hangi bölgede sorun varsa o bölgedeki çiğneme kaslarının aşırı kasılması söz konusudur. Ancak ağrı başlayınca bu kez de orada ağrı oluştuğu bilgisi beyinciğe gider ve sorun giderilemediği, ağrı da oluştuğu için bu kez hasta refleks olarak o bölgenin aksi istikametinde çenesini kapamaya çalışır ve bu kez de sorunlu bölgenin aksi tarafındaki çiğneme kasları aşırı kasılmaya başlayarak o taraftaki dişler üzerine binen basınç artar. Bu durum artık , TME sorununun ilerlemiş halidir ve aşırı sıkılan taraftaki dişlerin üzerine binen basınç doğrudan o taraftaki eklemi etkilemeye o eklemde ağrılar oluşturmaya başlar.
Aşırı sıkma sonucu özellikle Temporal kas bölgesinde ortaya çıkan ağrı baş ağrısı şeklinde kendini gösterir , hastalar bu safhada kronik migren ağrılarından şikayet etmeye başlarlar ve o yönde tedavi arayışına girerler. İkinci safhada diğer taraftaki kasılmalar bir müddet devam ederken bu kez ağrının oluştuğu ve esas neden olan ilk tarafta basınç gitmiş olsa bile sorunun devam edip etmediği bilgisi sürekli beyincik tarafından kontrol edilir, şayet sorun giderilmemiş ise aksi tarafta aşırı kapanış devam eder. Hasta artık tipik bir TME hastasıdır ve sorunun kaynağı olan o minicik nokta ortadan kaldırılmadığı sürece de bu problem artarak gelişir. Sorunun devamı halinde ise eklem yuvası içerisinden geçen kulak siniri de etkilenir, hastada kulak çınlaması (tinnitus) ve işitme kaybı da başlar.
Günümüzde bu tip rahatsızlıkları ortadan kaldırmak için genellikle hastaya gece kullanacakları bir splint tatbik edilmektedir. Başlangıçta kas sinir mekanizmasını bozduğu için hastayı rahatlatan bu splintler 3-5 gün sonra bu kez de splintin oluşturduğu bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalır ve problem daha da ağırlaşabilir. En temel tedavi, sorunu yaratan kaynağı ortadan kaldırmaktır. Ancak bunun için sorunu oluşturan yükseltinin hangi dişin neresinde olduğu bulunmalıdır. Bunun için son 10 yıla kadar yarı ayarlanabilir arikülatör denilen aletlerde oklüzyon analizi yapılıp daha sonra da ağızda dişler üzerinde gerekli aşındırmalar yapılıyordu. Ancak bu yöntem oldukça karmaşık, çok fazla pahalı ekipmana ve bilgiye ihtiyaç duyan bir yöntem olduğundan maalesef her dişhekiminde sıklıkla gerçekleştirilememekteydi. Bu yüzden de dişhekimleri hem kolay hem de pratik bir çözüm olduğundan günümüzde halen genellikle bir tarafı mavi bir tarafı kırmızı ısırma kağıtları kullanırlar. Ancak bu kağıtlar değme noktalarını gösterseler bile hangi noktanın önce hangi noktanın sonra olduğu bilgisini hekime veremezler. Ayrıca değme noktalarının o esnadaki şiddetleri hakkında da bilgi vermezler. Dolayısıyla TME rahatsızlıkları ile ilgili olarak tedavi edici bir değerleri yoktur.
TME rahatsızlıklarının oluşmasına sebep olan kapanış bozukluklarının tanısı için günümüzde T-Scan III Bilgisayarlı oklüzyon analizi yöntemi bu alanda önemli ve devrim niteliğinde bir buluş olarak karşımıza çıkmaktadır. T-Scan III Oklüzyon Analiz yönteminde hangi noktanın önce hangisinin sonra temas ettiği ve temas ettiği andaki göreceli basınç miktarları bilgisayar ekranında izlenip ağızda gerekli aşındırmalar doğru yerlerden ve gereğince yapılabilmektedir. Sorunun kaynağı ortadan kaldırıldığında ise belirtiler süratle ortadan yok olmaktadır. Bu yöntemin uygulanması esnasında en doğru sonuca varmak için de aşırı kasılmış olan kasların kasılmalarının ortadan kaldırılması hekime kolaylık sağlar. Bunun için önceden 24 saat süresince hastaya hidrostatik posterior splint kullandırılıp kasın gevşemesi sağlanırken artık ağrılı ve kasılmış olan kasların olduğu bölgeye Ozon tedavisi tatbik edilerek 10 dakika içerisinde kasların gevşemesi sağlanabilmektedir. Akabinde de T-Scan III oklüzyon analizinin gerçekleştirilmesi ile sorunun kaynağına doğru bir şekilde ulaşılır ve aşırı basınca neden olan erken temas noktası ortadan kaldırılır .