Kimileri memnun olduğunda ve eğlenmek istediğinde kimileri ise yalnız kaldığında bir halde kendilerine eşlik etmesi için alkolü tercih edebiliyor. Kullanımda ki bu çeşitlilik üzere birebir halde bireylerin alkolden ne halde etkilendiği de büyük farklılıklar göstermektedir. Toplumsal içici olarak kabul edilen seviyenin karşı ucunda alkol kullanım bozukluğu olarak tanımlanmış çok daha zıt bir durum kelam konusu olarak karşımıza çıkabiliyor. Pekala ya nedir alkol kullanım bozukluğu? “Ne kadar içersek alkolik sayılıyoruz hocam?” sorularınızı duyar üzereyiz. Bu sorulara karşılık vermeden evvel alkolün bedende yaptığı tesirlere değinmek gerekiyor.
Alkolün Kısa Periyot Tesirleri
Alkol yutulduktan sonra mideye ulaşır, enzimler tarafından metabolize edilir. Büyük bir çoğunluğu ince bağırsağa sarfiyat ve kana karışır. Daha sonra öncelikle karaciğerde çözülür ve bu ölçünün büyük çoğunluğu kan dolanımına aktarılır. Fakat bu durumlar davranışsal olarak farklılaşmanın temel nedenleri değildir. Alkolün davranış değişimine neden olan beyindeki kısa periyot tesirlerine baktığımızda ise; alkol tansiyonu ketleyici (engelleyici) olarak misyon yapan GABA nörotransmiterini uyarır. Böylelikle tansiyon azalır ve rahatlama ortaya çıkar. Bunun yanında alkol keyif ve haz ile alakalı olduğu düşünülen serotonin ve dopamin düzeyinde artışa neden olur. Bu doğrultuda alkol alındığında keyif ve memnunluk ortaya çıkar.
Alkolün Uzun Devir Tesirleri
Alkol berbata kullanımı uzun devirde çabucak hemen birçok organa olumsuz tesir etmektedir. Beslenme bozukluklarından bellek bozukluklarına, sirozdan kalbin zayıflamasına, ereksiyon bozukluğundan hipertansiyona kadar tüm bu olumsuz durumlar alkol berbata kullanımının tesirleri sonucu olabilmektedir. Tüm bu tesirlerden sonra alkol berbata kullanımı sonucu ortaya çıkan alkol bağımlılığının belirtilerini öğrenmek yararlı olacaktır.
Alkol kullanımı bireylerde fonksiyonellikte düşmeye ve bariz bir kasvete neden olduğunda bağımlılık boyutu akıllara gelmelidir. Bunun dışında alkol bağımlılığı geliştirmiş şahıslar, birçok vakit istenilenin çok üstünde alkol tüketebilir, alkolü bırakmak için daima sonuç vermeyen gayretlere girebilir, alkol elde etmek için vaktinin birçoklarını harcayabilir ve en değerlisi alkol kullanmak için çok büyük bir istek duyabilir. Bu belirtilerin DSM 5 teşhis kriterlerinden yalnızca birkaç tanesi olduğunu özellikle belirtelim. Bu belirtilerin neden herkeste oluşmadığını merak ediyorsanız bizimlesiniz. O halde buyrun birlikte belirtileri oluşturan etkenleri okumaya devam edelim.
Genetik, Psikolojik ve Çevresel Faktörler
Yapılan çalışmalar; genetik, kişilik özellikleri ve çevresel faktörlerin alkol bağımlılığı üzerine büyük etkisi olduğunu göstermiştir. Genetik çalışmalara bakıldığında, alkol ve madde kullananların çocuklarında alkol ve madde kullanmayanların çocuklarına göre daha fazla bağımlılık geliştiği gösterilmiştir. Bunun yanında genetik çalışmaların en önemlilerinden olan ikiz çalışmalarına göre alkol kullanım bozukluğunun tek yumurta ikizlerin de çift yumurta ikizlerine göre yüksek düzeyde uyum olduğu görülmüştür. Ancak bu çalışmalar genlerin işlerini çevre ile birlikte yaptığını bize unutturmamalıdır.
Psikolojik faktörlere ise duygudurum, kişilik ve alkolden beklentiler olarak özetlenebilir. Madde ve alkol kullanımı daha çok olumsuz duygudurumdan uzaklaşmak için tercih edilmektedir. Bireyler yaşadıkları stres olayları sırasında sıklıkla alkol kullanımı gerçekleştirirler. İş yerinde sorun yaşamış bir kişi akşam evde kendisini alkolle birlikte bulabilir. Ancak yaşanılan stresin alkol ile azalmadığı bir gerçektir. Peki ya neden insanlar ısrarla bu gibi durumlarda alkole başvururlar? Bu sorunun cevabı ise bireylerin alkolden beklentilerini ortaya koymaktadır. Aslında insanlar gerilimlerini azalttıkları için değil, öyle umdukları için alkol kullanmayı tercih ederler.
Kişilik özellikleri ise neden bazı kişilerin bağımlı neden bazı kişilerin alkol ve maddeden uzak kaldığını anlamakta yardımcı olabilir. Yapılan bir çalışmada 1000 erkek ve kızın madde kullanım bozukluğunu öngörmek için önce 17 sonra 20 yaşında katılımcıların kişilik özelliklerini araştırmışlardır. Çalışmanın sonuçları hem erkek hem kızlarda düşük kendini baskılama ve yüksek olumsuz duygusallığın alkol ve madde kullanımına başlamak ile ilişkili olduğu görülmüştür.
Tüm bu çalışmalar alkolün kötüye kullanımı ve alkol kullanım bozukluğunu anlamamıza birçok fayda sağlamaktadır. Ancak geçmişten bu güne çok aktif bir şekilde kullanılan alkolün tamamen zararlı bir şey olduğu algısı oluşmamalıdır ki yapılan çalışmalar faydası olduğunu göstermektedir. Günün özeti niteliğinde bitirecek olursak; alkol de diğer birçok şey gibi kararında tüketilince olumlu olabilmektedir. Ancak yüksek oranda bağımlılık yapıcı etkisi düşünüldüğünde dikkatli olmakta fayda vardır. Sağlıklı kalın…
Kaynaklar
Sayın, A., Karslıoğlu E., Arıkan Z., Aslan, S. (2014). Alkol Bağımlısı Bir Grup Hastada Kişilik Özellikleri. Bağımlılık Dergisi, 5(13), 13-19
Kring, A.M., Johnson, S. L., Davison, G., Neale, J. (2015). Anormal Psikoloji.(M. Şahin, Çev.). Ankara : Nobel Akademik Yayıncılık. (Orijinal çalışma basım tarihi :2014)
American Psychiatric Association. (2013). Cautionary statement for forensic use of DSM-5. In Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). Washington, DC
Coskunol, H., Altıntoprak, E. (1999). Alkol Kullanımın Genetik Yönleri.KLİNİK PSİKİYATRİ.