Özel Gelişme

ÖZEL BİR BAKIŞ AÇISI: DIR FLOORTIME

DIR Floortime, bireysel farklılıkları olan çocuklarla belli gelişim kapasitelerinin üzerinde çalışılan, bunu da oyunla yapan bir model.

Bu gelişim kapasiteleri şunlardır:

Genel anlamda düşündüğümüzde, bu gelişim kapasitelerinden herhangi biri için “Aman canım, buna da ne gerek var!” demediğimiz fark edeceksiniz.

Bir çocuk için kendini sakinleştirebilmek, duygusal tepkilerini düzenleyebilmek (yani, regülasyon) oyunda istemediği bir şey olsa da önce sakinleşebilmek ve böylece kendini ifade etmek için ilk adım demektir. Ortak dikkat, öğretmeniyle diğer sınıf arkadaşlarının dikkatini verdiği materyale dikkatini vermek, bu dikkati paylaşmak demektir. Birliktelik kurmayı ve sürdürmeyi becerebilmek bütün sosyal ilişkilerimizin temelinde yatar. İki yönlü iletişimi başlatabilmek ve sürdürebilmek, önceki iki basamakta uzmanlaştıktan sonra geliştirdiğimiz bir beceridir ve bu becerimizi bütün modern yaşantımızda kullanırız. Sosyal problem çözme, günlük yaşamda karşılaşacağımız her sorun için regüle olabildikten sonra, birlikteliklerimizle iki yönlü iletişim kurarak bu probleme çözüm aramayı, bunu iş birliği ile uygulamayı, tüm bu sırada regülasyonu ve ortak dikkati muntazam biçimde kullanmayı gerektirir. Yaşımız büyüdükçe düşüncelerimiz de soyutlaşmaya, soyut biçimleriyle temsil edilmeye başlanır. Böylece “elma” dediğimizde gözümüzün önüne gelen, tadını, dokusunu, kokusunu bildiğimiz nesneyi anladığımız gibi “sevgi” gibi soyut bir kavramı da anlarız; bize neler hissettirdiği, kiminle böyle hissettiğimiz, olması ya da olmamasının nasıl bir durum olduğu gibi detaylar zihnimizde temsil edilmeye başlanır, artık soyut düşünebiliyoruzdur. Tüm bu örnekler gösterir ki anılan gelişim kapasiteleri benlik ve kimlik alanından akademik ve kariyer alanına, tüm sosyal ilişkilere önemli bir zemin oluşturur ve bu zeminin sağlam gelişmesi oldukça kıymetlidir.

Bu kadar önemli ve hayatın her alanında varlık gösteren gelişim kapasiteleri özel gelişim gösteren çocuklarda farklı gelişebilir. Bu; hiç gelişmeyeceği, pes edilmesi ve boş verilmesi anlamına gelmez. DIR Floortime ile her çocuğun ortak noktası olan “oyun” bu becerilerin geliştirilmesi için bir araç olur.

Bu noktada, bu oyunun rastgele ve özensiz bir oyun olmadığının altını çizmek gerekir. Çocuk için hazırlanan seansta onun bireysel farklılıklarına uygun oyuncaklar seçilir ve çocuğun ilgi alanına giren oyunlar oynanır. Farazi bir örnek olsun: Tırtıklı yüzeylere dokunmaktan hoşlanmayan bir çocuğun seansına başlarda dikenli toplar dahil edilmez. Çünkü bu toplar onu rahatsız eder, disregüle olmasına neden olur, rahatsızlık verici bu nesne ile ortak dikkat sağlanamaz ve oyun oynanmaz, dolayısıyla birliktelik desteklenmez, iki yönlü iletişim basamağına hiç mi hiç çıkılamaz. Bu bireysel farklılığı iyi gözlemlemiş olan DIR Floortime terapisti seans materyallerini buna göre yapılandırır.

Bahsettiğim gelişim kapasiteleri, çocuğun bireysel farklılıkları da dikkate alınarak, çocukla ilişki kurularak çalışılır. Bu kapsamda, her seans farklı oyuncaklarla yürütülebilir ve bu oyuncaklar çocuğun bireysel profiline bağlı olarak seçilir. Her çocuk için ve hatta bir çocukta zaman içinde oyuncaklar değişir.

DIR Floortime yaklaşımının en kilit noktalarından biri de şudur: Seans boyunca terapist çok aktif ve etkin bir biçimde çocuğun ilgisini ve niyetini, böylece çocuğun liderliğini takip eder. Onun niyetini anlamaya çalışır ve o niyete katılım göstererek çocuğun dünyasına dahil olmaya özen gösterir.

Terapistin amacı çocuğu ve oyunu yönetmek değil, çocuğun kendi dünyası içinde, gelişim kapasitelerini desteklemektir. Örneğin çocuk göz ucuyla kaydırağa baktıysa terapist bunu yakalar ve çocuğun dikkatini zaten çekmiş olan nesneye yönelir, tepki verir: “Ay! Ne güzel kaydırak!”. Böylece çocuk anlaşılır. Anlaşılmak, kendini bizimkine benzer yollarla ifade edemeyen çocuk için ne kadar kıymetlidir, ne kadar rahatlatıcıdır!

Bazı çalışma yöntemlerinin aksine, DIR Floortime modelinde ebeveynler de seansa katılır ve izler. Terapistin uyguladıklarını ve dikkat ettiklerini öğrenerek bunları günlük yaşamlarında çocuklarıyla uygulamaya çalışırlar.

Bu yöntem, özel gelişim gösteren çocuklarla verimli şekilde uygulanabilmektedir. Bunun yanında, duyusal hassasiyetleri olan çocuklarla çalışmak için de uygundur. Bu iki sınıfa da girmeyip, dikkatini toplayamayan, dikkati çabuk dağılan, duygu düzenleme alanlarında sorun yaşayan çocuklar için de kullanılabilmektedir.

Çocuğun gelişim özelliği ne olursa olsun izlenen prensipler aynıdır: Çocuğun bireysel farklılıklarını iyi gözlemlemek, bunlara uygun bir ortam hazırlamak, seans boyunca çocuğun liderliğini izleyerek ilgilerini takip etmek, oyunlarına katılarak beraber bir dünyayı paylaşmak ve en önemlisi bu paylaşımdan karşılıklı keyif almak!

Bir yandan düşününce, bu çocuk ya da yetişkin herkese iyi gelen bir yaklaşım değil mi, ne dersiniz?

Sevgiler,

Exit mobile version